Cumhurbaşkanı Erdoğan: Donanım ve sağlık altyapısında dünyada birinci ligde olmamız yetmez. Bilimsel araştırmalarda da en iyi ülkelerden biri olmalıyız – Haber Ekspres- İzmir Haberleri


(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Donanım ve sağlık altyapısında dünyada birinci ligde olmamız, vatandaşın sağlık hizmetlerine eşit erişiminde gıpta edilen ülkelerden biri olmamız, sağlık hizmetlerini devlet olarak ücretsiz karşılamamız, tıp eğitiminde dünya standardının üzerinde doktorlar yetiştirmemiz yetmez. Başta tıp ve ilaç olmak üzere bilimsel araştırmalarda da dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmak durumundayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “11. Tıp Kurultayı ve 2025 TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni”nde açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSEB ödüllerine layık görülen bilim insanları ve hekimleri tebrik ederek, yaşamını yitiren Prof. Dr. Gazi Yaşargil ile tıp bilimine katkıda bulunmuş diğer hocaları rahmet ve şükranla andı. Erdoğan, ayrıca Türkiye’nin ve dünyanın gururu olarak nitelendirdiği Aziz Sancar’a uzun ömür dileyerek, Nobel ödülü kazandıracak yeni çalışmalar yapacağına inandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Yeryüzünde insan hayatından, insanın sağlıklı, onurlu, özgür bir hayat sürmesinden daha kıymetli bir şey yoktur. İnsanın asli varlığına musallat olan marazları ortadan kaldırmak, insan bedenini ve ruhunu sağlıklı kılmak, yaralarını sarmak, hastalıklarını iyileştirmek, acılarını dindirmek meselesi insanlık tarihi kadar eskidir. Deva ve şifa arayışı yeryüzünde insanla başlamıştır ve devam etmektedir. Esasında bütün kadim geleneklerin, bütün dinlerin, bütün köklü düşünce ve felsefe akımlarının nihai amacı insanın konumunu muhafaza etmektir. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen ecdadımız, insanı yaşatmayı merkeze alırken sadece devletin bekası ve sosyal devlet anlayışının altını çizmekle kalmamış, asırlar önce kadim bir hakikati de dile getirmiştir. ‘Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ diyen bir hayat felsefesinden ancak kurucu ve kuşatıcı bir sağlık anlayışı zuhur edebilir. Doktor, hekim ve tabip kelimelerinin kökenlerinde ve mana evrenlerinde iyileştirme, selamete çıkarma anlamları olduğu kadar, bilgelik ve hikmetle birlikte halden anlama vasıflarının bulunması boşuna değildir. Eski Türk tıbbında ‘otacılar’ olarak isimlendirilen zümrenin aynı zamanda bilge kişiler olması ancak bu hakikatle izah edilebilir.

“Tıp ilmindeki gelişmeler, yenilikler, buluşlar, keşifler, insanlığın ortak malıdır”

Bu arka plan temelinde şu hususu önemle vurgulamak istiyorum. Tıp ilmindeki gelişmeler, yenilikler, buluşlar, keşifler, hangi milletten, hangi devletten, hangi kuruluştan doğarsa doğsun, kaynağı neresi olursa olsun, insanlığın ortak malıdır, ortak kazanımıdır, ortak sevincidir. İnsanlık kadar eski bu ilkenin, çağımızın kar odaklı anlayışında maalesef, geçmişe kıyasla zemin kaybettiğini görüyoruz. Para kazanmayı, rantı, çıkarı, kar hırsını teşvik eden kapitalist sistem, hayatın pek çok alanı gibi tıpla ilgili paradigmayı da dönüştürüyor. İnsanlığın karşılaştığı modern açmazlardan biri, sağlık sektörünün, özellikle sektörünün yanında onu domine edenlerin sınıfsallaşarak kendilerini geniş kitlelerden ayrı, ayrıcalıklı bir katman gibi görmeleridir. Bir diğer husus da tıptaki gelişmelerin, insanın hayrına ve insan hayatının kurtarılması için kullanılacağı yerde, aksi istikamette kullanılmasıdır. Bunun tıp ilminde ve tabiplik mesleğinde yol açtığı sıkıntıları, siz kıymetli bilim insanlarımızın takdir ve değerlendirmesine bırakıyorum.


Çağdaş Gazeteciler Derneğinden Fatih Altaylı'ya verilen cezaya tepki

Çağdaş Gazeteciler Derneğinden Fatih Altaylı’ya verilen cezaya tepki

İçeriği Görüntüle

Kadim tıp bilimini bilançolara sığdırmaya çalışmanın yanlışlığını en iyi sizler biliyorsunuz. Fakat ben burada bir gerçeği açık ve net söylemek durumundayım. Ataların ifadesiyle, ‘sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir.’ Yani, sağlık her işin başıdır. Mutlu, huzurlu bir hayatın temel şartıdır. Gerçekten de şayet sağlığınız yerindeyse, gerekirse taşı sıkar, suyunu çıkartır, bir şekilde hayatınızı idame ettirirsiniz. Ama sağlığınızı kaybetmişseniz, tüm dünya size altın tepside sunulsa bile gözünüzde hiçbir kıymeti olmaz. Hastalanan her insanın kendini tedavi ettirme imkanı bulamadığı, nihai ürüne dönüşen tıbbi gelişmelerin insanların hizmetine eşit sunulmadığı bir dünya, kabul edelim ki adil, eşit ve yaşanabilir bir dünya değildir. Nasıl insan hayatı sömürülemezse, insan onuru ticarileştirilemezse, insanın sağlığı ve hastalığı sömürülemez, bir pazar metaı olarak görülemez. İnsanın ruhu ve bedeni, insan sağlığı ve hastalığı, sadece ticarete konu edilemeyeceği gibi bir tahakküm aracı olarak da kullanılamaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de iki ay boyunca hastanelerin bombalanmasına sessiz kalan dünyayı eleştirerek insanlığı yeniden merhamet ve şifa medeniyetine çağırdı.

“Son bir buçuk yıl içinde 57 bin 504’ü hekim olmak üzere 99 bin 567 yeni atama yaptık”

“İnsan merkezli siyaset anlayışımızın bir gereği olarak son 23 yıldır sağlığa büyük önem verdik” diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Yürüttüğümüz çalışmalarla yaygın, kaliteli ve ekonomik bir sağlık sistemini hayal olmaktan çıkarıp halkımızın hizmetine sunduk. Anayasamızın en temel hükümlerinden olan ‘sosyal devlet’ ilkesinin rehberliğinde, ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlarımızın da sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. İlaç almak için insanların sabahın köründe yollara düştüğü, muayene sırası alabilmek için saatlerce kuyrukta beklediği, parası yetmeyince hastalarımızın rehin tutulduğu günler inşallah bir daha gelmemek üzere geride kaldı.

Bugün toplam 1 milyon 470 bini aşan sağlık personelimizle, hamdolsun 86 milyon vatandaşımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunuyoruz. 2002’den bu yana personel sayımızı yüzde 288 artırdık. Son bir buçuk yıl içinde 57 bin 504’ü hekim olmak üzere 99 bin 567 yeni atama yaptık. Türkiye’de hekim sayısının artması yalnızca hastalarımızın değil, onlara hizmet veren değerli hekimlerimizin de işini kolaylaştırdı. Kamu hastanelerimizin yüzde 80’ini yeniledik veya yeniden inşa ettik. 794 yeni hastaneyi hizmete kazandırarak kamu hastanelerinde toplamda 173 bin yatağa ulaştık. 2002 yılında kamuda yalnızca 7 bin nitelikli yatağımız vardı. Bugün bu sayı 18 kat artışla 122 bine ulaştı. Toplam yatak sayımız ise 164 binden 271 bine ulaştı. Son bir yılda 4 bin 60 yatak ünit kapasiteli 60 projeyi bitirdik.

Yapılanlar sadece bunlarla sınırlı değil. 2023 yılında yaşadığımız depremin yaralarını hızla sarıyoruz. Bölgeyi yeniden ayağa kaldıracak kalıcı sağlık yatırımlarını hızlandırdık. Böylece 5 bin 123 yataklı 109 sağlık tesisini tamamladık. 11 ilimizde deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatakla hizmet sunulurken, bugün 27 bin 503 yatakla sağlık hizmeti veriyoruz. Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi’nin 300 yataklı ek binası ile Kahramanmaraş 600 yataklı devlet hastanesini yıl bitmeden açacağız. Salgın döneminde hayati rol üstlenen şehir hastanelerimizden 25 tanesi hizmete girdi. 13 şehir hastanesinin yapımı devam ediyor. Toplamda 9 şehir hastanesinin ihale, proje ve arsa çalışmaları devam ediyor.

“Sağlık alanında büyük bir devrime imza attık”

Başta şehir hastanelerimiz olmak üzere sağlıkta kurduğumuz sistem, dünyanın pek çok ülkesi tarafından ilgiyle takip ediliyor. Öyle ki güçlü sağlık altyapımız sayesinde artık pek çok branşta sadece bölgemizdeki ülkelerin vatandaşlarına değil, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülke konumuna ulaştık. Daha burada saymaya kalksak değil saatler, günler alacak birçok yatırımı, projeyi, devrim niteliğinde reformu hayata geçirdik. Kuşkusuz, tüm sorunları çözdük, tüm sıkıntıları giderdik iddiasında kesinlikle değiliz. Sağlık gibi dinamik bir alanda ihtiyaçlar hiçbir zaman bitmez, bitmeyecek. Ancak elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği üzere, sağlık alanında büyük bir devrime imza attığımız da tartışmasız bir gerçektir. Türk sağlık sisteminin gücü, kabiliyetleri ve şoklara karşı kapasitesi COVID-19 salgınında çok net görülmüştür.

Milletimizden gelen teklifler, tenkitler, şikayetler, serzenişler ve tespitler doğrultusunda sağlık sistemimizi iyileştirmeye devam ediyoruz. Şunun da bilinmesini isterim ki son 23 yılda sağlık alanında ne yaptıysak, bilim insanlarımızla istişare halinde yaptık. İnşallah çok daha fazlasını yine sizlerle birlikte başaracağız. Şüphesiz bunların tamamı önemlidir, kıymetlidir. Türkiye ve Türk milleti adına gerçekten gurur verici gelişmelerdir. Fakat sadece 23 yıllık sürede bunları başarmış olmamız, hedeflerimizin tamamına ulaştığımız anlamına gelmez. Bakınız, donanım ve sağlık altyapısında dünyada birinci ligde olmamız yetmez. Vatandaşın sağlık hizmetlerine eşit erişiminde gıpta edilen ülkelerden biri olmamız yetmez. Sağlık hizmetlerini devlet olarak ücretsiz karşılamamız yetmez. Tıp eğitiminde dünya standardının üzerinde doktorlar yetiştirmemiz yetmez. Başta tıp ve ilaç olmak üzere bilimsel araştırmalarda da dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmak durumundayız. Aynı şekilde, gerekli Ar-Ge yatırımlarını yaparak tıbbi cihaz üretiminde de yeni bir aşamaya geçmek zorundayız.

“İçeriden ve dışarıdan farklı engellerle karşılaşıyoruz”

Cumhurbaşkanı olarak sağlıkla ilgili hususlarda kapsamlı bir millileşme ve yerlileşme hamlesine olan ihtiyacı sık sık dile getiriyorum. Ancak bu konuda tüm şahsi çabalarıma rağmen hedeflerimizin çok uzağında olduğumuzu da gayet iyi biliyorum. Savunma sanayisinde olduğu gibi burada da içeriden ve dışarıdan farklı engellerle karşılaşıyoruz. Ama nasıl ki zor oyunu savunma sanayisinde bozmuşsa, inşallah yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde de Allah’ın izniyle bozacaktır. Çalışacağız, geliştireceğiz, üreteceğiz, hepsinden de öte zorluklar karşısında yılmayacağız ve Türkiye’yi çok farklı bir seviyeye hep beraber taşıyacağız. Bizi bu hedefimize bir adım dahi olsa yaklaştıracak her türlü özgün, nitelikli ve gerçekçi çabayı desteklemekte kararlıyız.”

Kaynak: ANKA



Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Please enable JavaScript in your browser to complete this form.
Address
Enable Notifications OK No thanks